top of page
BASIN BÜLTENİ

Galeri Bosfor, 27 Nisan – 31 Mayıs tarihleri arasında Yasha Butler’ın Mekâna Şiirsel Bir Öneri isimli ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. İstanbul’da gerçekleştirdiği ilk kişisel sergisinde Yasha Butler, toprak renklerinin hâkim olduğu seramik parçalarıyla "sade, zarif ve organik” sanat pratiğini ortaya koyuyor.

Kariyerine tasarımcı ve iç mimar olarak başlayan Yasha Butler, zamanla yalnızca sanat üretimine odaklanır. Üretimlerinde güzellik hissini kaybetmeden sadelikten faydalanmak üzere basit, gerekli, abartısız olanı arar. İç mimar olarak çalıştığı zamanlarda yarattığı minimalist mekânlarda bir eksiklik hisseder. Sakin ve davetkâr hissettiren ortamlar yaratmak üzere boşluğu daha canlı ve anlamlı kılacak bir nesne arayışı ile kile yönelir. Sanatçının sanki toprak altından çıkarılmış gibi arkaik bir dokuya ve renge sahip kil kapları, işlevsizliği üzerinden tarihi bağlamından ayrılır.

Mekâna Şiirsel Bir Öneri sergisinde Yasha Butler, yerleştiği mekânın sesini kısan, ortamını sakinleştiren ve hatlarıyla yumuşatan formlar peşindedir. Bir şiirin insan ruhuna iyi gelen havasını, kil malzemeyi biçimlediğinde ortaya çıkan düzensiz, doğal, kusurlu ve el yapımı nesneye aktarır. Bu nesne, sanatçının mekâna taşıdığı ambiyans ile izleyiciyi rahatlatan ve ilham veren davetkâr biriletişimin de aracıdır. Güzelliği ve dengeyi, parçanın mükemmel geometrisini bozarak yaratan sanatçı, hep bir önceki formun izinde yeni parçalar üreterek kendi pratiğinde bir dönüşümü takip eder.

Yasha Butler pratiği üzerine şunları söylüyor: “Durup bir ara vermemize yardımcı olmak için sanat üretiyorum. Çalışmalarım doğadan ilham alıyor ama insan elinin izlerini taşıyor. Arkaik nesneleri çağrıştırıyor ama aynı zamanda çağdaş bir duyarlılığı da içeriyor. Parçalar tanıdık geliyor ama aynı zamanda uzak diyarlardan. Umudum, bu niteliklerin zihinlerimizi kurcalaması ve eserlerin nereye ve hangi zamana ait olduklarını belirlemeyi zorlaştırarak bizi meditatif bir tefekkür anına sokması. Hatta mümkünse bizi ilk tekillik anımıza geri götürerek, birbirimize nasıl bağlı olduğumuzu hatırlatması...”

bottom of page